Doğum ile ölüm arasında geçen öykünün başlangıcından uzaklaştıkça bitişine yaklaşıyor her insan. Lakin ne başlangıç öykünün ilk cümlesine zimmetli ne de bitiş son sayfanın karton kapakla örtülmesine mahsus. İleri atılan adımlardan tutun yere zamk gibi yapışan adımlara, geri düşen adımlardan tutun niyet edilip de havada asılı kalmış olanlara… Her biri yaşam denilen ana öykünün kendi içindeki binlerce küçürek öyküsü.

Zamandaşların çoğu, hiç kesişmeyen paraleller gibi birbirine dokunamadan uzanır öykü boyu. Yoldaşlardan terk-i diyar edenler, ne öğrendiyse yaşama dair onu bırakır zihinlerdeki yolluğa. Yaşıyor gibi görünüp boş sayfaları okuyanlar hala o istasyonda. Öyle böyle yürürken kelimelerin üstünde gözler, tüm ıraklığa inat seslenir geriden eksilenler.

Hissedilenlerin ve düşünülenlerin rehberliğinde bir arkeolog misali başlar öykünün geçmişindeki kazı çalışması. Kimi zaman bilincin gerisinde, farkındalığın çok ötesinde kimi zaman ise gün yüzünde.

Her öyküye değil, çoğu zaman tamamlanamamışlara kalem tutar terapi odaları. Tamamlananlar sıcak bir gülümseme eşliğinde anılarda tazelenirken, yarım kalanlar kurcalar o sayfaya geri dönmenin gerekliliğini ve tam da o yerde eksilenlerin derinliğini. Duygulardaki o buruk tat, insan yaşının hızla basamakları tırmanmasına aldırmadan korur bellekte sahiplendiği yeri ve yavaş yavaş silikleştirir satırlardaki umut içerikli kelimeleri. Bilinir ki orada varoluşu tehdit eden, gündüz vakti zihni karanlığa hapseden, düzenin ardına gizlenmiş bir dağınıklık, benliğin azığına dadanmış bir hırsızlık vuku bulmuştur. Gözyaşları, yakın bakışların ardındaki uzak kırgınlıklardan alır kaynağını. Bilinçaltını; göçtü zannedilip bastırılan, azat edildiğine inanılıp inkar edilen duygu ve anıların kalabalığı doldurur.

Psikolojik acınızı okuyan, düşünsel sancınıza ışık tutan bir eşlikçiniz vardır bu odada. Öykünüzün bir okuru olduğunu sanmakla başlayan ama asıl olan dinleyicinin siz olduğunuzu ve her seferinde öykünüzü kendinize seslendirdiğinizi keşfetmekle ilerleyen yeni bir küçürek öyküdür terapi odasında yazılanlar. Çocukluğun dibinden, ergenliğin gelgitlerinden, yetişkinliğin keşmekeşinden, yaşlılığın sessizliğinden… Ama en çok sizden satırlar okunur bu odada.